Tuesday, March 26, 2013

düpedüz hareketsiz ve yarım yamalak

adam
Tenine duvar kağıdı gerip yerinden fırladı. Duvar kağıdında yaprakları yeni dökülmüş ağaç dalları ve gövdeler vardı. Vücut hatlarının belirgin olduğu yerde adamın; gövdeler daha gösterişli, kıvrımlı olan kısımlarda ise daha sıska gözüküyordu. Koştukça duvar kağıdı kırışmaya başladı. Vücudunu sonsuza kadar sarmaya meyilli kağıdı niye üstüne giydirdiğini bir an olsun düşünmek için duraksamaya yeltense de, hızını alamayan ayaklarına gönülsüz emri havada kaldı.

duvar kağıdı
Ağaç gövdesinin dibinde biten yapraklar sırayla geri döndü. İlk denemede düştüğü dalı şaşırsa da zamanla koptuğu uçlara sarılan yapraklar yeni damarlar bile edindi kendine. Öncekinden daha dik bir yağmur başladı. Neredeyse bütün yapraklar en az üç yerinden delindi. Su alan bir tekne gibi çaresiz kalmış gövde ikinci baharından olmaya çok yakındı. Yağmur dinmeyi bilirken yapraklar yine zemini boyladı.

gök
Boynuna hareket kazandıranların tanışmayı adımladıkları bir çaba bu: Mavi, griye hırsını geçirip kendini var etmeye adamış bir ton bulma çabasında... ne güneşin buluttan haberi var, ne de yağmurun olası çamurdan. Ufukta sonlanan sonsuz yüzü; göğün dilinden anlamayanlara sırtını çevirip, haline siyah bir perde gerdi.

adam
Üzerine yapışan duvar kağıdının içinde eridi, bitti. Ormanın sığlığında kendine yer edinme dürtüsünde yeni kararlara dikti gözünü. Yerini yadırgayan yaprakları yuvalarına iade etme fikrini öteledi. Dalları gövdelerinden ayırıp zeminde duraksayan yapraklara sunmaya yeltendi. Farkında olup önemsemediği peşindeki perdenin yaklaştıkça büyüyen cüssesi yeni bir aldanma gibi durdu zihninde. Bekleyip görmek zamana hükmetmek sayılmazdı. Zamandan çalmak için de ani bir plana ihtiyacı vardı. 

perde
Kornişlerinden kurtulmuş örtmekten yorgun bir kadife perde. İçeridekini göstermemek için keşfedilmiş, belli. İçine gizlediği rüzgarla harekete bel bağladığı yolculuğuna adamı ortak etme çabasında, besbelli. Yağmuru yedikçe ağırlaşan adama diz çöküp, gününü kurtarmaya çalışan bir dilenci gibi dadandı perde. Gövdelerin arasında iz sürerken ilk kez bu kadar uzun gözüktü, bu sefer sadece inatçıydı.

orman
Yeniden oluşmak ya da yer değiştirmek için ihtiyaç duyulan şey iddialı bir felaket. Kimin olduğu belli olmayan yapraklar ardışık rüzgarlarla havada oynaşıp her seferinde başka gövde diplerinde bitti. Yere saplanan dallar boy veren gövdelerin suyun dışında kalan kısmı gibi, adamın kolaçan ettiği perdenin kopuşuyla aklanan gök yeni günler için yeni aydınlıklar sunuyordu. Güneşe emanet ağaç güruhunda yeni şeyler olması için adamdan medet ummak gibisi yoktu.

perde
Adama asılmak, onu örtmek. İçine gömdüğü rüzgardan güç alıp şişip durdu. Güneşin aydınlattığı kısımlarda siyahlığını yitirip solan kadife teni, perdenin hacminden çalsa da adamı sarıp sarmalayacak kadar söz sahibi genişlikteydi. Tedbirli platonik tavrından beslenirken havada asılı kaldı birden. Adama sarılıp sahiplenmekten çok kendini teslim etmek istedi. Rüzgarı aradı, yitirdi ve dindi.

adam
Gözünü alan güneşten bakışını kurtarıp ayağının dibinde biten perdeye sapladı. Ormanın içinde, ağaçların yanında, yeni bir gövde gibi yere saplanmıştı. Hareketsiz öylece duran perdeyi oracıkta bırakıp; tenine gerdiği, daha sonra kendini içinde bulduğu duvar kağıdından kurtulmak için bir hareket bekledi. Sadece nefes alışverişi duyuluyordu, hala var idi.

3 comments:

Anonymous said...

Kitap okuyor musun? Nler okuyorsun mesela?

Anonymous said...
This comment has been removed by a blog administrator.
Anonymous said...
This comment has been removed by a blog administrator.