Saturday, September 17, 2011

kalan

Yastıktan doğrulan başıyla sırt üstü devam etti derin uykusuna kadın. Adam, yorulan uykusuna eşlik edercesine fal taşı gözleriyle hayranlıkla bakakaldı bu balçık manzaraya. Yanağında yastıktan kalma ördek izi belirdi kadının. Dudağının biraz çaprazındaki ben, yanağındaki ördek izinin gözü olmaya çoktan yetmişti. Ağzından akan salyaya denk gelen ördeğin ağzı daha belirgin, kuyruğuna doğru ise daha silik bir iz hakimdi. Ördeğin sınırlarında elini gezdirdi adam. Zaman hep ilaç gibi soyunsa da rolüne, o gece kadının yanağından ördek izinin gitmesini hiç istemedi adam.
Ördeğin yavrularını kadının yanağının geri kalanında aradı, bahaneyle saçlarına dokundu, kadının gıkı çıkmadı. Saçlarının köklerinde ev sahipliğine soyundu bir nevi ve ördeğin yolculuğuna imrendi adam. Beninde gezdirdi parmağını ördeğin gözünü kapatırcasına. Ağzındaki salya dinerken gözünden istemsiz bir damla düşüverdi kadının. İzin verdi nerede biteceğini görmek için ve ördeği unuttuğu aklına geldi.
Yastıktan kalma izler yanağında silinmeye çalışırken, ördekten eser kalmadığına inandı birden. Kadının yanağından geri kalanına, vücudunu kolaçan edercesine öyle bir bakındı. Geri dönüşünde, başının bittiği yerde, yastığın desenine ilişti gözü adamın. Kadının başına yanaşan ördek ve yavruları donakalmış; sabahın olmasını, kadının uyanmasını beklermişçesine adama bakıyorlardı. İşaret parmağıyla ördeklere sus işareti yaptı adam.
İkisinin de başları aynı yastıktaydı ve son yavrunun kendi yanağında bittiğinin farkında değildi adam. Ördeğin, kadının yanağında yeni bir iz için zaman kolladığına inandırırken kendini uyuyakaldı ve uyandığında; kadının olmadığı kısmında yastığın, ördekleri karşılayan ağzı açık vahşi bir balıkla karşılaştı. Kadın, ördekleri ona emanet ettiğini söylemeden adam uyurken gitmişti. Geriye balıkla ördeğin arasında sıkışmış; kadının, izini kaybettirmeyi başaramayan, kuruyunca leke yapan göz yaşı kalmıştı sadece.
Yastıktan, yanağında son yavru ördekle ayrıldı adam ve vahşi balıktan kurtulduğunu adama bir türlü inandıramadı ördek, izi daha silinmemişken.

Friday, September 09, 2011

gölgede

Kabul görür bir sıcaklık değildi. Şemsiyenin yere düşen gölgesine sığdırmaya çalışırken kendisini yorgun düştü adam. Şemsiyenin yırtık yerlerinden sızan güneş parçaları vakit değiştikçe vücudun başka yerlerinde bitiyordu. Boynunda başlamıştı mesela, sonra omzuna kaydı, en son da kuma gömmeyi yeğlediği elinde bitti. Gerektiğinde kambur durdu ya da uzuvlarının ağrımasına gıkını çıkarmadan kaçabildiği kadar saklandı güneşten. Önünde uzanmış denize olan uzaklığını ölçerken, koşar adım ayak tabanlarının kaynama derecesini de göz önüne alarak abarttı biraz. Yıllar sonra görülen bir eşe sarılma anını düşleyip gözünde büyüyen deniz uzaklığını bu sefer sıfıra indirdi. Bu gidip gelen eşittir işareti baş döndürücü bir kaygan zemini andırıyordu. Olası karar verme anına göz kırpan adam, gidip geldiği gitme ve kalma fikirlerinin çoktan gediklisi olmuştu. Şemsiyeyi yanında götürme düşüncesi başlamadan bitti. Deniz, taşıdığı mutlu insan sesleriyle ağır basmaya başladığında telefonu çaldı. Kızıydı.

- Annemi versene baba?
- Bana söyle, denizde annen.
- Annemi ver, sen anlamazsın.
- Denizden çıkınca o seni arar.
- Çağır gelsin işte, çok önemli...

Doğruldu. Şemsiyenin gölgesinden koptuğunda, kendi gölgesi dikkatini çekti. Koşarak kısa dalgaların vurduğu ıslak kuma geldi. Karısını denizde ararken eli alnındaydı. Başlarını henüz sokmamış kadınların arasından seçebildi eşini ve alnındaki eliyle gel işareti yaptı. Ellerini iki yana açarak kadın, 'ne var?' dedi. Adam diğer elini kullanarak telefonu gösterdi. Eliyle bir işareti yaparak koşmayı denedi kadın. Ona eşlik eden koşusunun ürünü köpüklerle kocasının yanında bitti. Elini beline, diğer eliyle telefonu karısının kulağına götürdü adam, kısa sürer umuduyla. Gölgesinden olan babanın anlayamayıp da annenin anladığı durumu merak ettirmeyecek kadar sıcaktı.

- Sınav için konu anlatımlı mı yoksa soru bankası gibi bir kitap mı alayım?
- Konu anlatımlı al. Ne biliyim...
- Ama soru bankasında daha çok soru var.
- Soru bankası al o zaman.
- Ama onda konuyu anlatmıyor.
- Konuyu bilmeden soruları çözemezsin değil mi?. Konu anlatımlı al.
- İkisini de mi alsam acaba?
- Al kızım ne istiyorsan.

Adamın merakını gidermeden başlarını hala suya sokmamış kadınların yanına gitti karısı. Telefona baktığında görüşme sona erdi yazıyordu. Ayak bileğindeydi su ve o yokken şemsiyenin gölgesi az da olsa yine yer değiştirmişti.